
Herifim emeklilikle eve kapandı. Oysa o işe giderken her şeyimiz ne güzeldi! Günün büyük zamanını fabrikada geçirdiğinden eve yorgun gelir, yemeğini yer, oturduğu yerde uyuklardı. Ben de hiç ses etmezdim. Nadiren konuşurdu. Konuştuğunda da sadece emrederdi; getir, götür, temizle, yıka, pişir. Meğer o günler pek değerliymiş. Şimdi sustur susturabilirsen. Köylüm Hacer de bu yüzden bana pek acırdı. Hacer’e göre kaynanam ölünce kocam daha da huysuzlaşmıştı.
Kayınvalidemin ruhu herifimin içine girmiş. İyi ki kendisi evlenmemiş, benimkisi yaşamak değilmiş. Boşamalıymışım herifimi. Köylüm, anca beni doldursun. Kıskanç ne olacak!
Herifimin ayağını yıkamak. Nasırını kesmek. Tıraş etmek. Kulak kıllarını almak. Hoşbeş etmek. Benim için önemliydi. Ev, üç aylık, icar, her şey herifiminken. Babama onca başlık parası saymışken. Katlanmayıp ne yapacaktım. Kaldı ki, çocuğum da olmamış yine de kuma getirmemişti. Nihayetinde benim boşanmayacağımı anladı da sesi kesildi.
Tam da Hacer’in sesinin kesildiğine ikna olmuştum, “Kocanı öldür,” dedi. Öldürmek mi? Be kadın, ben adamı boşayamayacakken, katil olup hüküm giyebilir miydim? Mahpushane. Kadınlar koğuşu. Evdeki dırdırdan daha mı iyiydi; deli olduğunu söyledim.
Çocuğumuz olmadı. Komşununkilerle, akrabaların veletleriyle avunduk. Çocuk yerine kedi sahiplendik. Sonuncusu güzel bir tekirdi, iyi de bakıyordum. Gün geldi, eceliyle öldü. Kaldık bir başımıza. Derken sokaktan yakışıklı bir yavruyu kaptım, evimize soktum. Benimki durur mu açtı ağzını yumdu gözünü. Emeklilikte kedi masraf kapısıymış. Parazit ilaçları, kısırlaştırılması çok paraymış. Tüyünü kırpmak, tırnaklarını kesmek lazımmış. Artık bizden geçmiş. Bakımını yardımsız yapamazmışız. Yaşlanmışız. Veteriner edinmek zorundaymışız. Daha bir sürü bahane sıraladı. Sanki dersin, önceki kedilerimizi özel okulda okuttuk. Yavruyu bulduğum yere ya götürecekmişim ya götürecekmişim. Emir büyük yerdendi; fırladım sokağa, yavrucağı bulduğum en uygun yere bıraktım. Haftasına mutfak tezgâhında bir fare gördüm. Arkası çorap söküğü gibi geldi. İnce uzun kuyruğundan tiksinmesem her bir fareyi bağrıma basardım.
Benim herif doğup büyüdüğü köyün adamlarına benzemezdi. Askerden sonra lastik fabrikasına kapağı bir atmış, atış o atış. Kahveye gitmezdi. Taş, kâğıt oynamazdı. Rakı içmezdi. Anca hoşaf içsin. Sigara desen, bir şey tüttürdüğüne tanık olmadım. O kadar ki, emekli olduktan sonra köyümüze yerleşelim, o tarlalarına, ben tavuklarıma kovuşayım istedim. Ne gezer! Sokak kapısından dışarıya adımını atmadı, ben de onunla eve mahkûm oldum. Tavukları hayal ederken elimde fareler ve fare kapanları kaldı.
O gün, fare kapanlarına ilaçlı yemlikler hazırlıyordum. Otuz küp şekerin her birine üçer damla fare zehri damlatıp, altı kesme şekerini bir kapana. Kapanların üçünü lavabo altına. Birini banyoya, birini de helaya koydum mu işim bitecekti. Haftada bir şekerlerin zehrini yenilerdim. Beş küp şekerinin üçer damlası kalmışken, kapımızın zili çaldı. Benimki yeter ki yerinden kalkmasın, kapıya bakacağına radyonun sesini daha da açtı. Aksi herif ne olacak! Elimde damlalıkla, açtım kapıyı. Karşımda köylümüz Hacer. Farelere mama hazırladığımı hemen anladı. İçeriye buyur ettim.
Hacer bu, herifimin dibine oturdu. Torbasından dantel işini çıkardı başladı işlemeye. Ben de kendi işimin başına. Kalan şekerleri ilaçlamaya koyuldum. Elim işlerken kulağım da köylümün anlattıklarındaydı. Köy yerini onun dilinden bir güzel çekiştirdik. Benimki de şakıdıkça şakıdı. Âdeta bir dudu, her lafın içine dalıp çıktı. Derken işim bitti. İlaçlı şekerleri masanın üzerindeki tepsinin içinde bırakıp mutfağa geçtim. İlaç, kesme şekerin içine iyice işlesin istediğimden on dakika tepside bekletirdim. O gün de aynısını yaptım.
Mutfakta kahve yaparken kulağım onlardaydı. Hacer sürekli kocama laf sokuyordu. Kahve pişirmem fazla sürmedi. Çok geçmeden yanlarındaydım. Kahvelerini tuttum. Üçümüz konuşuyorduk, benimkisi birden uyuya kaldı. Hem de nasıl uyumak; horultusu gümbür gümbürdü. Boşalan fincanları mutfağa götürdüm. Lavabo içine koydum. Musluğu açtım. Her bir fincanın telvesini suyla akıttım. Neden sonra fare kapanlarını yerleştirmediğimi hatırladım. On dakika derken yarım saatten fazlası geçmişti. Altışar altışar kesme şekerlerini beş kapana yerleştirmeye koyuldum. Hazırladığım kapanı yerine bırakıp, salona geri geliyordum. Gözüm Hacer’deydi, hızla işliyordu elindeki danteli. Benim de işim bitmek üzereydi. Bir tek helanınki kalmıştı. Fakat tepsinin içinde altı kesme şekeri yoktu. Bir küp şeker eksikti. Masanın altına baktım; orada da yoktu. Hacer’e baktım; parmağına dantel ipini doluyor, doladığı ip kısalana kadar tığını diğer elindeki dantele batırıp çıkarıyordu. Göz göze geldik. Başını herifimden yana çevirdi. Ben de onunla döndüm. İkimizin de kendisine bakılmasını beklermiş gibi; önce başı, ardından beli bedeninden koparcasına kapaklandı. Birden gürültüyle sedirden düştü…
Yeşim Günay
Çok keyifle okudum. Akıcı, anlaşılır dili ile…
Ne mutlu bana.
Sıcak ,içten, sade bir anlatım…Başarılı.
Kutlarım…
M.Arif Özer
Yeşim Günay öyküleri ustaca kurgu ve yüksek mizah içerir, kutlarım,
Yeşim, eline sağlık- tebrik ederim.
Debdebesiz tertemiz bir anlatım, merak uyandıran bir akış, hemen içine çekiyor okuyucuyu, daha sayfalarca okurdum❤️
Yesim Gunay bayildim😊Akıcı,sade,yormayan bir dil.Guncel,anlamlı,akan ,esprili kurgu..Zevkle okudum.Kalemine ,algina sağlik😊❤
Olay hangi zamanda geçiyor? Kadının kocasının hacerin yaşı ne? Fare kapanı gereken ev gecekondu mu? Böyle bir eve kedi alırken gerçekten veterinerin masrafı kedinin kısırlaştırılması tırnaklarının kesilmesini düşünecek bilgi de sorumluluk var mı? Kumadan bahseden kişi kedi sahiplendik mi der eve kedi aldık mı? Mahpushane kelimesini h ile mi kullanır bu kadın ve diğer bazı kelimeleri söyler mi günlük hayatında. Başkasının kocasını öldürmek bir psikopat için çok kolay olabilir ama Hacer’e bunu yaptıran gaza getiren şey ne? Fare zehiri etkisini öyle mi gösterir, bir şeker bir yetişkini o şekilde etkiler mi? Havada bir öykü.
Güzel ve sürükleyici anlatım.
Tebrik ederim.
Yeni öyküler bekliyoruz.
Tebrik ederim Yeşim çığım, keyifle okudum. Başarılarının devamını dilerim
Çok beğendim .Sade ve akıcı bir dille yazılmış .Devamını dileriz 👏🏻❤️