İlhan Durusel

Ekmekçi Kadınlar Günü Kongresi için Köy Kadınları Üretici Kooperatifi Eşbaşkanı Keloğlanın Annesi Yenibosnalı Atike Molla’nın açılış bildirisinin tam metni.

Sevgili çocuklarım, Keloğlan’ın annesi olarak, yoksulluk içinde yaşarken bile sağlıklı beslenmenin önemini ilk elden biliyorum.

Bu yüzden konuşmamı üç bölüm halinde hazırladım iyi anlaşılsın ve kolay hazmedilsin diye. Yani bu konuşma üç kısımdan oluşmaktadır.

1. Kısıtlı bütçe ile kanaatkar ama besleyici sofralar hazırlamak için ne yapmalı diye giriş ve nasihatler, 2. Köyde yaşamak üzerine naçizane bendenizin gazete yazısı, 3. Fakir sofraları için kolay, pratik her gün olsa yenir cinsinden iki yemek tarifi.

Önce, şöyle rahat oturup arkanıza yaslanın. İçeceklerinizden birer yudum alın. O benim kadehim mi? O uyku hapları? Onlar da mı benim? Bir yol getirip şöyle yancağızıma koyuverin allah rızası için.

Şimdi, taze meyve ve sebze yemenin öneminden bahsedelim. Bazen pahalı görünebilir bu nimetler, ancak sağlıklı bünye ve uzun ömür için ak akçelere kıymaya değer bu, yeminle değer. Değer mi hiç demeyin, sözlerime inanın. Hem daha ucuz ve hem de daha lezzetli olacakları için bu nimetleri mevsiminde almaya çalışın. Ayrıca küçük bir bahçede, mutfak balkonunda veya pencere pervazında kendi meyve ve sebzelerinizi yetiştirebilirsiniz. Girişken olun, denemekten korkmayın. Rızkınızı çıkarın, elaleme muhtaç olmayın. Sağlıklı beslenmenin bir diğer önemli yönü de ne kadar yediğinize dikkat etmenizdir. Çok yemeyin, domuzlar gibi şişmeyin. İnsan odur ki tok oturur, aç kalkar ve de tok gözlüdür. Fakat kafi paramızın olmaması az yememiz, porsiyonlarımızın doyurucu olmaması anlamına gelmemelidir. Doyuncaya kadar yemek yememek çok önemlidir, aşırı yemek sıhhatinizi bozabilir. Bozulan sıhhat de mümkün mertebe sıkı bir rejimle düzelebilir.

Fasulye, mercimek, bakla, börülce gibi fiyatı uygun, kalorisi ve proteini yüksek yiyecekleri de peyderpey öğünlerimize dahil etmeye gayret göstermeliyiz. Et pahalı olabilir, olsun, zenginler yiyormuş sadece, yesinler helal ü hoş olsun, güveç, kebap veya sote gibi şeyleri nerdeyse unutuyormuşuz, sağlık olsun. Bir mercimek köftesiyle yetinmeyi, fasülye piyazıyla mesut olmayı, börülce salatasıyla sofra şenlendirmeyi öğrenmeye çalışın.

Son olarak, hidrasyonun önemini unutmayın. Su vücudumuz için hayati önem taşır ve günde en az bir maşrapa kuyu suyu içmek şarttır. Suyu kuyudan çıkrıkla kendiniz çekin çıkarın. Abadı muaşeret bunu gerektirir. Ama allah göstermesin çıkrığı çevirecek kudretiniz yoktur, o zaman tercihan kendinizden yaşça daha küçük birinden yardım isteyebilirsiniz. Köylük yerdeyseniz bizim gibi, kahveye haber salarsınız, Muhtar Şahbender, Soğuk Beyinli Erol’u hemen gönderir. 

Unutmayın, yoksulluk içinde yaşarken bile sağlıklı beslenebilir insan. Siz yeter ki isteyin. Sağlıklı bir vücut mutlu bir vücuttur ve Keloğlan ve ben hepinizin mutlu ve sağlıklı olmasını niyaz ediyoruz.

2. Aşağıdaki yazı, ”Keloğlanın Annesi Atike Molla” imzasıyla Yenibosna Haber Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

“Köyde Yaşamak Üzerine Keloğlan’ın Annesi’nin Görüşleri”

Köy hayatı, davetkar tabiat manzaraları, sakin ortamı ve sıcak insan ilişkileri ile öne çıkar. Ancak, köyde yaşamak, aynı zamanda sınırlı imkânlarla da mücadele etmek anlamına gelir. Özellikle de sağlıklı beslenme konusunda, köyde yaşayanlar için bazı zorluklar mevcuttur. İnkar edilemez ama başedilemez demek değildir bu.

Köyde yaşayanların sağlıklı beslenmeleri için en önemli nokta, günü gününe doğal gıda tüketmektir. Köylerde, sebze ve meyve yetiştiriciliği yapılır ve bu ürünlerin hepsi katkısız ve sağlıklıdır. Ancak, köyde yaşayanlar bazen fiyat artışları yüzünden sebze ve meyveleri taze olarak satın almakta güçlük çekmektedir. Olabilir, ancak köyde yaşayanların kendi sebze ve meyvelerini yetiştirmeleri de imkansız değildir. 

Sağlıklı beslenme konusunda, miktar kontrolü, yani ne kadar yediğimiz de önemlidir. Aşırı yeme, sağlık sorunlarına neden olabilir. Protein içeren gıdalar da önemlidir. Et, köyde yaşayanlar için pahalı olabilir. Bu nedenle, etin miktarını azaltmak ve et yerine, fasulye ve mercimek gibi ucuz protein kaynaklarını kullanmak önerilir. Her şeyin çaresi vardır. Derdi veren, dermanını da ihmal etmiş değildir.

Son olarak, su tüketimi unutulmamalıdır. Su, vücudumuz için hayati önem taşır ve günde en az 8 bardak su içilmesi önerilir. Şekerli içecekler yerine, su tüketilmelidir. Su çok yavan geliyorsa da rakıydı, nektardı, bir şeyler ilave edilebilir tabii. Hayırlı Pazarlar!

3.1. Bayat ekmek ve ekşimeye başlamış yoğurdu değerlendirmek ve haftaiçi akşam yemeğini bir mini şölene dönüştürmek için iki alçakgönüllü tarif.

Ekmek Paparası Tarifi

Malzemeler:

Bayat ekmek
salça
kuyruk yağı
kırmızı pul biber
kaya tuzu

Yapılışı:

Bayat ekmekleri kalın dilimler halinde kesin.

Her dilim ekmeğin bir tarafına ince bir tabaka domates salçası sürün.

Bir tavayı orta ateşte ısıtın ve tavanın altını kaplayacak kadar kuyruk yağı ekleyin.

Kuyruk yağı kızdığında, ekmek dilimlerini salçalı tarafı aşağı gelecek şekilde tavaya dizin.

Ekmeği her iki tarafı altın rengi, çıtır çıtır olana kadar 2-3 dakika kızartın.

Ekmekleri tavadan çıkarın ve fazla yağını içirmek için bir kağıt havlu ya da temiz bir elbezi üzerine koyun.

Paparayı sıcak ana yemek olarak veya salata ve çorbalara garnitür olarak servis edin.

Not: Papara, tipik olarak bayat ekmekle yapılan geleneksel bir Anadolu-Balkan yemeğidir. Bayat ekmekleri değerlendirmenin basit ve lezzetli bir yolu olan bu tarif aynı zamanda bütçe dostu bir yemektir. Domates salçasının üzerine kekik, fesleğen veya maydanoz gibi taze otlar veya biraz peynir de ekleyebilirsiniz.

3.2. “Nasreddin Hoca’nın Sarmısaklı Yoğurt Tarifi”

Malzemeler:

1 kase yoğurt
2 diş sarmısak, ince kıyılmış
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı dereotu, kıyılmış

Yapılışı:

Yoğurt, sarmısak, tuz ve dereotu karıştırılır.

Karışım kapaklı bir kaseye alınır ve buzdolabında 1 saat dinlendirilir.

Servis edilmeden önce yoğurt karışımının üzerine birkaç tane kıyılmış dereotu, bir çimdik sumak, iki üç tane karasusam ekleyin.

Not: Bu tarif, sadece yoğurt ve sarmısak içermekle kalmaz, aynı zamanda dereotu ve iki üç-damla zeytinyağı eklenerek daha lezzetli hale getirilir. Tarif, köylerde yaşayanlar için uygun olarak tasarlanmıştır. Tuz miktarı isteğe göre ayarlanabilir. En lezzetli sonuçlar için ısrarla Foça Yoğurdu tercih edilmelidir.

Sonuç olarak sevgili çocuklar, değerli katılımcılar, bugün size köy hayatı ve bunun ne kadar önemli olduğu hakkında birkaç kelam ettim. Ben Keloğlan’ın annesiyim ve yıllardır burda, köyümde yaşamaktayım. Köy hayatı, benim için büyük bir ayrıcalık ve mutluluk kaynağıdır. Burada doğayla iç içe yaşayarak, temiz hava alarak ve sağlıklı bir şekilde beslenerek yaşamak mümkündür.

Köy hayatının birçok avantajı var. Öncelikle, burada yaşamak daha ucuzdur. Yani, insanlar burada daha az para harcayarak daha mutlu ve sağlıklı bir hayat yaşayabilirler. Ayrıca, köyde yaşamak insanların birbirleriyle daha yakın ilişkiler kurmasını sağlar. Komşular arasında dayanışma ve yardımlaşma çok önemlidir. Buna imece denir ve ayrıntılı bilgiler web sitemizden edinilebilir.

Köyde yaşamak aynı zamanda doğayla iç içe yaşamak demektir. Temiz hava almak, organik gıdalar tüketmek ve doğanın güzelliklerini keşfetmek insan sağlığı için çok önemlidir. Köyde yaşayan insanlar, tarım ve hayvancılıkla uğraşarak, kendi ihtiyaçlarını karşılamak için ürünler yetiştirirler. Bu da daha sağlıklı ve taze gıdalar tüketmelerini sağlar, bir, bir misafir geldiğinde gururla ikram edilebilecek hazır bir şey olur evde, iki, konu komşuya satıp çoluk çocuğun cep harçlığını çıkaracak alçakgönüllü, namuslu bir girişim vesilesi olur. Keloğlana askerde iki sene para gönderdim ben böyle. Değiş tokuş, takas yaparak da, mesela bir şinik kekere mekere verip bir çeki zeytin, iki okka pancar, bir çuval kepekli un edinebilirler, paracıkları da ceplerine kalır, yoksullukları bir nebze azalır. Yüce tanrı fakiri kayırır.

Sonuç olarak, köy hayatı birçok açıdan avantajlıdır. Daha mutlu, sağlıklı ve uygun maliyetli bir hayat yaşamanın yolu köyde yaşamaktan geçiyor. Benim için, burada yaşamak büyük bir şans ve mutluluk kaynağıdır. Siz de köy hayatının güzelliklerini keşfetmek için bir adım atın, pişman olmayacaksınız.

İlhan Durusel

“Nadas Yılkı Aheste” dosyasından.