Max Frisch’in “Berlin Günlüğü’nden” adlı kitabı İlknur Özdemir çevirisiyle YKY tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden:

Max Frisch, 1973’te Berlin’de, Sarrazin Sokağı’nda yeni bir eve taşındığında yine günlük tutmaya başladı ve bu döneme ait beş defterden oluşan kayıtlara “Berlin Günlüğü” adını verdi. Birkaç yıl sonraki bir röportajda, söz konusu günlüğün kesinlikle bir “müsvedde” değil, “üzerinde çalışılmış bir kitap” olduğunun altını çizdi. “Günlükler 1946-49” ve “Günlükler 1966-71” ciltleriyle peş peşe konumlanan bu defterlerde, yazarın gündelik yaşamından gözlemler, anlatılar, deneme türünde metinlerin yanı sıra Günter Grass, Uwe Johnson, Wolf Biermann ve Christa Wolf gibi yazarların özenle çizilmiş portreleri de yer alıyor. “Berlin Günlüğü’nden” aynı zamanda Batı Berlin sakini olan Frisch’in Doğu Almanya’daki siyasi ve toplumsal koşulları olağanüstü bir dikkatle içeriden gözlemlemiş olduğunu kanıtlayan önemli bir belge niteliği taşıyor.

Yazarın, ölümünün üzerinden yirmi yıl geçene kadar koyduğu yayım yasağı nedeniyle ilk kez 2014’te, özetlenerek yayımlanabilen “Berlin Günlüğü’nden” kitabında Frisch gerçekçi, sesi kuşku dolu, yalın üslubuyla dünyaya ve hayata eğlenerek, keskin bir gözle bakmayı sürdürüyor.

Kitaptan tadımlık bir bölüm okumak için tıklayın.

Max Frisch, 15 Mayıs 1911’de Zürih’te doğdu. Babası mimardı ve Max ailenin ikinci erkek çocuğuydu. 1930 yılında Zürih Üniversitesi’nde başladığı Alman Edebiyatı öğrenimini, babasının ölümü üzerine ekonomik sebeplerle yarıda bırakmak zorunda kalarak gazeteciliğe başladı ve “Neue Zürcher Zeitung”da muhabirlik yaptı. 1936-1940 arasında yine Zürih’te mimarlık eğitimi gördü ve 1941’de mezun oldu; savaş çıkınca sınıra gönderildi. Henüz lisedeyken başladığı yazarlığı bu yıllarda sürdüren Frisch, II. Dünya Savaşı’nda İsviçre Ordusu’nda askeri hizmette bulunduktan sonra bir süreliğine yazarlıkla mimarlığı beraber yürüttü, fakat kendini bütünüyle yazarlığa adayabilmek için 1955’te mimarlığı bıraktı. Ses getiren ilk önemli eseri “Stiller” (1954) oldu. Amerika, Meksika, Rusya, Japonya ve İsrail’de bulunmuş olan İsviçreli yazar, tiyatro oyunları ve günlükleriyle de ünlüdür. Brecht sonrası tiyatroda Alman dilinde yazan en önemli isimlerdendir. Eserlerinde kimlik sorunsalı, yabancılaşma, modern toplumun ahlaki açmazları temalarını araştırdı.

Georg Büchner Ödülü’nün yanı sıra Conrad Ferdinand Meyer Ödülü, Büyük Schiller Ödülü, Heinrich Heine Ödülü, Alman Yayıncılar Barış Ödülü’nü de alan Max Frisch, yaşamı boyunca Roma’da, Meksika’da, Ticino’da, Berlin’de yaşadı. 4 Nisan 1991’de Zürih’te öldü.