İlhan Berk (Fotoğraf: Gonca Özmen)

Karşıyaka’nın büyük ve gösterişli kitabevlerinden birine gittim. Ketebe Yayınları’ndan yeni çıkan Arthur Rimbaud’nun Seçilmiş Şiirler’ini sordum. Beni yönlendirdikleri genç tezgahtar bir süre bilgisayara baktıktan sonra “Galiba henüz gelmemiş, ama başka bir yayınevinden çıkmış olanı var,” dedi. Allah allah, dedim kendi kendime, yoksa 1962 yılında Memet Fuat’ın de Yayınevi’nde yayınlanmış olanı mı kast ediyor acaba diye umutlandım hafifçe. Ama olamaz ki, altmış yıllık kitabın ne işi var bu yeni kitaplar satan kitabevinde! Üstelik onun adı “Seçme Şiirler” olacaktı.

Biraz sonra genç tezgahtar elinde kitapla geldi: Erdoğan Alkan çevirisi Arthur Rimbaud’nun Bütün Şiirleri.

“Hayır”, dedim, “Ben Seçilmiş Şiirler’i istiyorum.”

“Ama” dedi işbilir tezgahtar, “Aradığınız şiirler bunun içinde var, bu Bütün Şiirleri, üstelik Erdoğan Alkan çevirisi.”

Biraz bozuldum. Şiirden azıcık anlayan birinin, bu “Pantolon bulamadık, gömlek uyduralım!” mantığının hele şiirde hiç geçerli olamayacağını bilmesi gerekirdi.

Tezgahtar hâlâ reklâma devam ediyordu: “Hem Erdoğan Alkan en yetkin şiir çevirmenidir,” diye çokbilmiş bir edayla kafasını salladı.

“Öyle mi?” dedim, “kim diyor onu?”

“Herkes bilir bunu,” dedi. “Erdoğan Alkan şiir çevirileri ile bir sürü ödül aldı.” Herhalde bir tek ben cahil’in haberi olmadığını kastediyormuş gibi geldi bana.

Tepem atmıştı artık. “Peki benim aradığım kitaptaki şiirlerin çevirmeni kim, biliyor musun?” diye sordum.

“Bilmem,” dedi, “kimmiş?”

“İlhan Berk!” dedim, floş ruvayel açan bir poker oyuncusu edasıyla.

Hiç oralı olmadı. Sanki İlhan Berk’in adını ilk defa duymuş gibiydi. “Valla bilmem,” dedi, “Benim bildiğim, en iyi çevirmen Erdoğan Alkan’dır.”

“Tabii, olabilir,” dedim, “Bu da bir görüştür. Ama ben İlhan Berk’i tercih ederim ve ben onun çevirdiği kitabı arıyorum, başkasını değil.”

Tezgahtar, bütün pazarlama tekniklerini kullanmasına rağmen bu huysuz ve inatçı ihtiyara mal satamayacağını anlayan bir tüccar gibi hayal kırıklığı içinde söylenerek uzaklaştı.

Aslında benim aradığım kitabı bulsa bile benim satın almayacağımdan haberi yoktu tabii ki. Benim niyetim, 1962 yılında de Yayınevi serisinden çıkan ve şu anda benim için eski kitap koleksiyonumun en değerli parçalarından biri olan İlhan Berk çevirisi “Seçme Şiirler”in başına bu yeni baskıda kötü bir şey gelip gelmediğini kontrol etmekti. Açıkçası kitabın adında yapılan önemsiz değişiklik bile huylanmama yetmişti.

Kitabı daha sonra başka bir kitabevinde buldum. Daha hacimli bir kitaptı. İçine Rimbaud’nun ilk baskıda olmayan bazı şiirleri de eklenmişti. Ama bu değişikliğin, isimdeki değişiklikle birlikte İlhan Berk’in sağlığında, 1996 yılında Adam Yayınları tarafından yayınlanan baskıda yapıldığını görünce ferahladım. Epeyce özenli bir baskı. Gonca Özmen ve Ümit Güçlü’nün editörlüğüne diyebileceğim hiçbir şey olamaz. Kendilerini kutlarım. (Gördünüz mü, durduk yerde kimseyi eleştirmek gibi bir hevesim yokmuş.)

Süreyya Berfe

Bir de Rimbaud deyince, “Mutluluk” başlıklı şiirinin ilk iki mısraı ile ilgili bir hususu da burada açmak isterim.

İlhan Berk şöyle çevirmiş:

Ey mevsimler, ey şatolar!
Deyin kusursuz kim var?

Erdoğan Alkan ise şöyle:

Ey mevsimler, şatolar!
Hatasız hangi ruh var!

Ama ben, yıllar önce okuduğumda çok hoşuma giden fakat çevirmenini bir türlü hatırlayamadığım bir çeviriyi yıllardır arayıp duruyordum. En sonunda birkaç gün önce buldum. Aslında çeviriden ziyade bir “nazire” olarak da görülebilir Süreyya Berfe’nin kısa şiiri:

GÜNCEL BİR SORU

A. Rimbaud’dan naklen

Ey sezonlar, marketler, mağazalar, büyük adamlar,
müteahhitler, emlakçılar, komisyoncular, yaratıcılar!
Bakın bakalım defosuz ruh kimde var?[1]

“Defosuz ruh” mu? Harika. Hem İlhan Berk’in hem de Erdoğan Alkan’ın çevirileri gözümden düştü birden. Süreyya Berfe’ninki çok daha zekice ve şairce…

Geçenlerde andığım bir uzun şiiri gibi, o kısacık şiirlerine de bayılıyorum Süreyya Berfe’nin:

“Nemli kumlarda keyifle gezen böcek!
Yuvana dön
donanma geçiyor
sular yükselecek.”[2]

Mehmet Aslan


[1] Süreyya Berfe, Kalfa, YKY 1999, s. 243.

[2] Süreyya Berfe, Kalfa, YKY 1999, s. 128.