Şiirlerini ve çevirilerini çok sevdiğim Can Yücel’le maalesef yüz yüze tanışamadım. Ama, bir anlamda onunla tanışmadan çok yakın oldum.

Aynı hastanede (Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi) ve aynı günlerde (1999 yazı), ikimizi de Genel Cerrahi Servisi’nde aynı doktor (şimdi Ege Üniversitesi’nde olan Prof. Ahmet Çoker) ameliyat etti.

Ben “akut pankreatit” teşhisiyle Genel Cerrahi servisine yatmıştım, yaklaşık iki ay kaldım hastanede, arka arkaya üç ameliyattan sonra kurtuldum. Maalesef Can Yücel kurtarılamadı.

Hastaneden taburcu edildiğim gün, 1999 Ağustos başlarındaydı sanıyorum, son bir görüşme yapmak için eşimle birlikte Ahmet Bey’in odasına gittik. Konuşurken, birden masanın yanındaki panoya iliştirilmiş, el yazısı imzasız bir şiir gözüme ilişti. Bir bakışta, bunun bir Can Yücel şiiri olduğunu anladım, sorunca Ahmet Bey de doğruladı. Belki de Can Baba’nın son şiiriydi. Onu da doktoruna hediye etmişti.

Can Yücel

Gastropod’lardan (karından bacaklılar) filan söz eden esprili bir şiirdi. (Gırtlağından ameliyat edildiği için Can Baba artık ağızdan beslenemiyormuş, bu yüzden yemek borusuna dışarıdan bir bağlantıyla gıda verilebiliyormuş.) Bu şiirde, o haliyle bile, Can Baba, hayat ve ölümle dalga geçiyordu.

Yıllar sonra Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği’nin e-bülteninde, bir tesadüf eseri yukarıda belirtilen şiiri bulabildim.

Aşağıda veriyorum:

PARADOKS TERSYÜZ

Dr. Ahmet Çoker’e

Bademcik nahiyesine rastlayan habis urun yola getirilmesi için, başta Dr. Mehmet Şen, cümle tabibin sözbirliğiyle Işın Tedavisine, Radyo Terapiye başvurulması sonrasında ve ağız mukozasının, yani ağıziçi dokularının, beklendiği üzre, zedelenmesi yüzünden ağız yoluyla beslenmem bayağı zorlaştığında karnımdan mideme bir dren, bir sonda açılınca,

Midem Ağzıma Geleceğine
Ağzım Mideme Gelmez mi!
Ben Ki Bir Karındanbacaklıyımdır,
Karındanağızlı Biri Olup Çıktım
Tıpkı Bir Vantrolog…..

Can Yücel

Kısa bir süre sonra da Can Baba’nın, vasiyeti üzre Datça’ya doğru yola çıktığını duydum.

Şimdi “Keşke ben kalsaydım da, Can Baba sağ çıksaydı hastaneden…” desem belki pek inandırıcı olmayabilir, ama hissiyatımı ancak Cemal Süreya’nın “TURGUT ÖZAL’A BİRLİKTE İNTİHAR ÖNERİSİ” başlıklı şiirinin son iki satırına bir nazire yaparak ifade edebilirim:

“Ülkemiz daha nice şiirler kazansaydı Can Baba’dan,
Ben de bir işe yaramış olaydım o zaman.”

Mehmet Aslan