Flanözler/Flanörler için mütevazı bir şehir rotası önerisi
Attilâ İlhan’ı İzmir’den ayrı düşünmek mümkün mü? İlhan, İzmir’de yaşamış, İzmir’i yaşamış ve ağırlıkla İzmir’i yazmıştır. İlhan’ın şiir ve romanlarının rehberliğinde İzmir’i bir ucundan bir ucuna gezmeniz mümkündür.

Şimdi biraz geriye gidelim: Karşıyaka’nın en eski okullarından Cumhuriyet İlkokulu’nun önündeyiz.[1] Buradan çıkıp Karşıyaka Orta Mektebi’ne gideceğiz. Dikkatli bakın, okul dağılıyor. Bahçeden çıkan öğrencilerin arasında dalgın dalgın yürüyen Attilâ İlhan’dır. Onun adımlarını takip ettiğimizde Karşıyaka Yıldırım Kemal Sokağı’na geleceğiz, çocukluğunun geçtiği sokak. Orta mektepten sonra sıra liseye gelmiştir. Sabah vapura binip Atatürk Lisesi’ne giden öğrenciler arasında o da vardır. Karşıyaka’daki hayatı yetişkinliğinde başka sokaklarda, başka evlerde sürer. Bir söyleşisinde[2] bir dönem oturduğu sokağı şöyle anlatır: “Karşıyaka’nın Çamlık semtinde, orada bir apartman dairesi tuttuk ve taşındık.” 1744 sokaktır söz ettiği sokak, apartmansa Kalyoncu apartmanı. (Ama İlhan’ın bir dönem yaşadığı bu apartmanı görmek isterseniz, kentsel dönüşüme girip de yıkılma ihtimalini göz önüne alarak acele edin derim. Sokağın numarası değiştirilmiş ve Karşıyaka Belediyesi’nin kıymet bilirliğiyle Attilâ İlhan Sokak adını almıştır.) Bu semt önemlidir. Çünkü “Haco Hanım Vay” romanının bazı bölümleri burada geçer.
Şimdi Attilâ İlhan’ın adımlarıyla İzmir gezimize bir mola verelim. Şair Karşıyaka’yı şiirlerine nasıl yerleştirmiş, örnekler üzerinden okuyalım.

2001’de Bilgi Yayınevi’nden yayımlanan “Kimi Sevsem Sensin” kitabına göz atalım önce:
Mekân: Osmanzade Semti ve Karşıyaka İskele, Şiir: “ne kadar izmir 3”
“tuzlu ve uzak temmuz’ları osmanzade’nin
şu geçen son tramvay mıdır iskele’ye / çatalkaya’da yıldız yağmuru kızılca kıyamet”
Mekân: Karşıyaka Sinemaları, Şiir: “ne kadar izmir 5”
“karşıyaka sinemalarında nedense fransız filmleri”
Mekân: Karşıyaka Çarşısı, Şiir: “ne kadar izmir 3”
“bacakları mevzun beli ince burnu afrodit / çarşıda bisiklete binmiş beyaz bir kuğuhayal defterinde sevgilisi robert taylor”
İlhan bir dönem, Demokrat İzmir Gazetesi başyazarı ve genel yayın yönetmenidir. Demokrat İzmir Gazetesi Konak’ta, Nadir Nadi Sokak’ta, Elhamra Sineması’nın yanındadır. İlhan, Karşıyaka’daki evinden yola çıkar, körfez vapuruyla karşıya geçer ve yürüyerek gazeteye gelir. Veysel Çıkmazı da uğrak yerlerinden biridir. Şimdi o döneme gidip yolumuzu oraya düşürelim. Karşıyaka Haber Gazetesi’nden Sancar Maruflu, şairi Veysel Çıkmazı’nda nerelerde bulabileceğimizi bize fısıldar: Şükran Lokantası, Tek Nal Lokantası ve Yeşil Papağan Lokantası. Buralarda İlhan’ı dostlarıyla koyu bir sohbete dalmışken bulabilirsiniz. İzmir’in başka semtleri de uğrak noktaları arasındadır. Şairin şehrin içindeki dolaşmalarını şiirlerinden de takip edebilirsiniz. İşte yine onun adımlarıyla İzmir turumuz devam ediyor…

1962’de Ataç Kitabevi’nden yayımlanan “Belâ Çiçeği” kitabından:
Mekân: Alsancak Garı, Şiir: belâ çiçeği
“alsancak garı’na devrildiler / gece garın saati belâ çiçeği / hiçbir şeyin farkında değildiler”

1960’ta Ataç Kitabevi, 1976’da Bilgi Yayınevi’nden yayımlanan “Ben Sana Mecburum” kitabından:
Mekân: İzmir Limanı, Şiir: “yirmibeşinci saat”
“izmir limanında suya çöktüğüm malûm /suya kırk beş kuruşluk bir akşam çöktüğü
yirmi dört yıldızın battığı mâlum”
Mekân: Fevzipaşa Bulvarı, Şiir: “tension a smyrne”
“ahmed beni fevzipaşa bulvarı’na çağırdılar / onikinci ağacın altında bekleyeceğim
ahmed beni neden çağırdılar bilmiyorum / izmir’in yabancısıyım ahmed korkuyorum”
Mekân: Basmane – Gaziler Caddesi, Şiir: “gaziler caddesi”
“basmânede gaziler caddesi’ne / küçük bir yağmur götürdüm / siz böyle akşamüstü görmediniz”
Mekân: İzmir Fuarı, Şiir: “demir kuşaklı halkımız”
“bıçak dövüyor bıçak bursa’da bıçakçılar / bir dilim güneş gibi bursa bıçakları
götürüp belki izmir’de fuar’da satacaklar / belki balıkesir’de bıçakçılar içinde”
Mekân: Maşatlık, Şiir: “hey’et’i temsiliye namına”
“kuvayi milliye tutmuş kapıları /gece yarıları /üç telgraf gelir /redd-i ilhak uyanır / maşatlık’ta”

1982’de Adam Yayıncılık’tan yayımlanan “Elde Var Hüzün” kitabından:
Mekân: Göl Gazinosu, Şiir: “o vahim orospu”
“Fuarda göl gazinosu bıyıklı hovardalar”
1976’da Bilgi Yayınevi’nden yayımlanan “Yasak Sevişmek” kitabından:
Mekân: Karantina – Küçükyalı, Şiir: “karantina’lı despina”
“bir gül takıp da sevdalı her gece saçlarına / çıktı mı deprem sanırdın ‘karakız’ kantosuna
titreşir kadehler camlar kırılır alkışlardan / muammer beyin gözdesi karantina’lı despina”
2001’de Bilgi Yayınevi’nden yayımlanan “Kimi Sevsem Sensin” kitabından:
Mekân: İzmir Cezaevi, Şiir: “nasıl olduysa…”
“sahi ben ne hırçın bir çocuktum / ele avuca sığmaz aklı fikri şiirde /mısra mısra başımı belaya soktum
izmir cezaevi dokuz yüz kırk bir’de / kaşla göz arası liseden kovuldum”
Bu kitapta “ne kadar İzmir 1” şiirinde sırasıyla İzmir Palas, Pasaport İskelesi ve Kordon’dan bahseder:
“izmir palas’da miralay zeki bey çok sigara / kolu sakarya’da kalmış ‘malûlen mütekâyit’
gazi’yle rakı içmişliği var / hâlâ anlatırlar”
“kapısı yaldızlı kupa arabası çifte at koşulu / pasaport iskelesi’nden izmir palas’a rahvan
hoşgeldiniz nevnihal hanım bendeniz zeki”
“kordon’da akşam kızıllığı tenha martılar”
Yine aynı kitaptan, mekân olarak İnciraltı , “ne kadar izmir 2” şiirinde karşımıza çıkar:
“İnciraltı’ndan son seferi ‘uşak’ vapurunun”
“Kimi Sevsem Sensin” kitabından devam ediyoruz:
“ne kadar izmir 3” şiirinde iki farklı mekâna yer verir: Borsa ve Halimağa Çarşısı.
“ilk incir mahsulü borsa’ya yarın geliyor”
“yazıhanenin camları yumuşamış öyle sıcak / ter buharlaşıyor havada yeşil sinek vızıltıları
halimağa çarşısı’nda hamallar izmir’i taşıyor”
Aynı kitaptan devam ediyoruz: Kızlarağası Hanı ile Naldöken’e de “ne kadar izmir 4” şiirinde yer verir.
“nefesini tutmuş askıda kızlarağası hanı / newyork borsası’nda buhran / fiyatlar düştü
bıçak açmaz lövanten ihracatçının ağzını”
“naldöken’de bir nefer atladı atlı tramvaydan”
Attilâ İlhan, İzmir’in şiirine girişiyle ilgili söylediklerini de önemsiyor, buraya not ediyorum:
“İlk kez ben İzmir’de bir liman şehrini, bir büyükşehir havasını saptayıp şiire aktarmaya çalışıyorum, çok yıllar sonra, ‘yasak sevişmek’te yer almış bazı şiirlerde ayni şeyi İzmir’in geçmiş dönemlerine de uygulamaya çalışacağım. Bunda haklıyım da: limanlık, dışarı açık olmak, kozmopolitlik ve komprodor kapitalizminin serpildiği bir yerleşme merkezi olarak İzmir’in, gerek geçmişinde, gerek son dönemlerinde İstanbul’dan kalır yeri yoktur, nedense bu işlenmemiş, edebiyata aktarılmamıştır.”[3]
Şimdi kalkın koltuğunuzdan, okumaya ara verin, toplayın kitaplarını şairin, çıkın dışarı. Sizin rehberiniz artık o kitaplar. İzmir’i daha önce defalarca gezmiş olsanız da bu seferki hepsinden farklı olacak, inanın. Çünkü rehberiniz bir şairin dizeleri. O kitaplarda Attilâ İlhan’ın adımlarını bulun ve o adımlara ayak uydurup gezin İzmir’i bir uçtan bir uca. Onun yazdığı yerleri bulup mola verin, açın yanınızdaki kitabı, oraya ait şiiri ister sesli ister içinizden okuyun. İzmir’i, İzmir’in sevgili şairinin adımlarıyla geziyorsunuz. Bir gezgin için bundan büyük mutluluk olabilir mi?
Melih Elhan
[1] Attilâ İlhan Bilim, Sanat, Kültür Vakfı
[2] Attilâ İlhan’ı Dinledim / Nam-ı Diğer Kaptan, Derleyen: Selim İleri, İş Bankası Kültür Yayınları, 2002.
[3] Attilâ İlhan, Ben Sana Mecburum, Meraklısı İçin Notlar, Bilgi Yayınevi, 1976.
Sn. Melih Elhan büyük bir edebiyat tarihçiliği yapmışsınız tebrik ederim. Aynı zamanda unutulan İzmir zamanlarını güzel anlatmışsınız. Attila beyin bu yanı hep eksik anlatılır ve ya es geçilir. Bu ya tembellikten ya da biraz kıskançlık ve çekememezliktir. Aynı yanlışı maalesef Şair Veysel Çolak büyüğümüz de yapar. Salah Birsel ile çarpıştırır büyük hata yapar. çünkü şair ve yazarlarımız sabah kahvaltılarında ki yumurta değildir tokuşturma yapılmaz.
Çok teşekkür ederim yorumunuz için.
Asıl biz teşekkür ederiz. Ülkemiz de edebiyat tarihçiliği yapılmıyor. Lütfen devam ediniz. Böyle yazılara ihtiyaç var.