Edebiyat ortamımız, ülkemizin hali pür melalinden farklı değil. Yani, kaos hâkim. Çok fazla kitap yayımlanıyor, eleştiri yok denecek kadar az vesaire. Bunlar hepimizin bildiği şeyler. Ve fakat ne şekilde, nasıl olursa olsun ilk kitabın heyecanı da ayrı. Kâğıt oyunu oynayanlar bilir, ilk elin günahı olmaz. İlk kitaplar da, tıpkı sonrakiler gibi, kusurlarıyla güzeldir. Kendimize ait, bize kendi yolumuzu açacak güzel yanlışlarımız olmazsa ne anlamı var yazmanın?

Bu ve benzeri düşüncelerden hareketle ilk kitaplarını çıkarmış yazarlarla söyleşi yapma fikri gelişti. İlk kitabını çıkarmış her yazara sorulabilecek ortak sorular belirlemeye çalıştık. Samimiyetle sorulan sorulara verilecek sahici cevaplar, belki, ortak dertlerimizi anlamaya, birlikte düşünmeye vesile olur. Hiçbir şey olmasa bile, bir yazar dostumuzun ilk göz ağrısının heyecanını paylaşmış oluruz.

Demet Eker

Kitapsız bir hevesli olmaktan kitaplı bir yazar olmaya giden süreç nasıl gelişti?

Yolculuğun başında bir kitap düşüncem yoktu. Daha doğrusu ulaşılması güç bir hayal gibiydi kitabımın olması. Derinlerden dürten ve ötelenen bir hayal diyebilirim. İçimdeki yazma dürtüsünü kendi halimde şiir ve denemelerle dışavururken Tepebaşı Belediyesinin düzenlediği “Öykü Atölyesi”nde Nilüfer Altunkaya ile tanışmamla bu süreç başladı. Sonu Kırkyama’ya çıkan uzun bir süreç.

Yazma uğraşınızı neden başka bir türde değil de öyküde yoğunlaştırdınız?

Yazmaya şiirle başladığım için öyküde kendimi ve aradıklarımı buldum. Örtük, kısa, yoğun anlatımları sevmemin etkisi de diyebiliriz.

Yayınevini nasıl belirlediniz? İlk kitabınızın yayımlanma sürecinde neler çektiniz?

Edebiyatımızdaki yeni kalemlere sağladıkları olanakları değerli bulduğum için yayınevimi tercih ettim. Büyüyen bir ailenin içinde olmaktan keyif duyuyorum.

Kitabı yayıma hazırlama sürecinde size yol gösteren, yardımcı olan bir editörünüz oldu mu?

Evet, oldu. Onurhan Ersoy her aşamada yanımdaydı. İlgisi ve katkısı çok kıymetli. Kendisine bir de sizin vasıtanızla teşekkür etmek isterim.

İlk kitabınızla hayatınızda neler değişti? Neler ummuştunuz ne buldunuz?

Birçok dergide öykülerim yayımlandı. Öykülerim çıktıkça hissettiğim heyecan ve mutluluğun kat kat fazlasını yaşıyorum. Çok yeni olduğu için yansımalarıyla ilgili net bir şey söyleyemem. Güzel tepkiler geliyor şu anda.

Telif aldınız mı?

Evet, aldım.

Dergiler için edebiyatın mutfağı denir. Siz salona, misafirlerin karşısına çıkmadan önce mutfakta ne kadar zaman geçirdiniz?

2018’de Kurşun Kalem dergisinde bir öykümün yayımlanmasından sonra çeşitli dergilerde yer almaya başladım. İşin mutfağında bulunmanın değeri ölçülemez. Çünkü dergileri bir çeşit er meydanı olarak değerlendiriyorum. Bundan sonra da mutfak kısmında yer almaya devam edeceğim. Özellikle bugünlerde dergiciliğimizin zor zamanlardan geçtiğini düşünürsek hem basılı hem çevrim içi dergilerin desteklenmesi çok önemli.

Kitabınız yayımlandıktan sonra yakın çevrenizin, okuma-yazma uğraşınıza ilişkin tavırlarında değişiklik oldu mu? Yazıyla ilişkinizde ciddi olduğunuza ikna oldular mı? Kitap size bu anlamda bir özgürlük alanı kazandırdı mı?

Kitabımın olması yönünde etrafımdaki baskı ve ilgi çok kuvvetliydi. Çevremdekiler için bir tür “malumun ilanı” diyebilirim.

Peki, bundan sonra?

Var bir hayalimiz : ) Ama önce Kırkyama’nın heyecanını ve okurla buluşmasını doyasıya yaşamak istiyorum.

Bana yer verdiğiniz için teşekkür ederim.