
seken kurşunların,
canını yaktığını unuttuğunu insanların.
gölgelerinden önce düşenlerin,
alnı mı, aklı mı olduğunu bilmediği yerlerini,
gölgesine karışanları ve ağaçların köklerini,
düşleri gıcırdayan sokakları, dişlerinde özgür çocukları,
bakmayı bilseler oralarına: şeyler vardı,
kıçlarını ve nerelerini dayadığını bilmeyen insanların,
duyduğumuz söylenebilir değişmediğini!
duvar biliyordu: rüyasında duvarları görenler vardı:
bantta parmakları uyuşanlar, hep karnı doymayanlar,
çekiç sallayanlar, ateş dövenler, güneşi bileyenler,
tanrıların yalan söylediğini sananlar, bilenler veya biz:
utanacak bir şeyler bulanlar ama utanmayanlar,
duvarların gerçek olduğunu hiç unutmayacaklar!
duvar biliyordu, kaybolanlara açılan cumartesi çocuklu çatlağa:
çok yıldızlı amirlerin, apoletli kim olduğu sahtelerin,
katmanlı sığların belki çok derin oldukların,
inşaatlarda duvar büken, çayı kaçak demleyen,
kurşun döken, eski masalda faildir denen,
ses tellerinden birkaç tanesini kesen,
duvarların gerçek olduğunu hiç ama hiç!
duvar biliyordu:
kovanları hep söktüklerini ve doldurduklarını.
biliyordu duvar:
kovanların ithal, dolduranların yerli olduğunu.
Mehmet Özceylan