
biz burada,
pavyona müzikhol deriz
bak, kapı deliğinden görünür Pangaea
eviniz evimizdir, külünüz külümüz
aynıdır dört duvarın yazgısı
öpülmüştür hep cam bardak ağzıyla
edepsiz sesler korosuna baton sallarız
hazzımız incedir, tutkumuz hayalet organ
siz ispanyollar nasıl diyor, el destino
hep aynıdır üst komşular ve tıkırtılar
ama sezar’ın hakkı brütüs’e
çok çığlık boğduk kulaklarımızla
biz burada,
karıncaların yaşamını merak ederiz
dilimizde fil besleriz, öfkemizde balık kafası
turuncu çiçeklerden düdük yaparız
bilmeyiz ezdiğimiz otların adını
elimiz vitrindeki kancadır
karanfili yanlış yere takar kasaplar
ve her sabah
kuş ölülerini süpürür temizlik işçileri
dilekler asarız etyemez ağaçlara
ve nişan alırız kırmızı çaputa
düşemeden daha gül dibine
uçurtmayı vurduğumuz bu yerde
sakla bizi şerif, kurtuluşu ıskaladık
yarın yarın yarın… indiririz ellerimizi
oysa siz yabancılar nasıl diyor,
zarif öfke yeğdir, pespaye bir umuttan
öfke yeğdir, pespaye kalabalıktan
Selcan Kırnal
Çengel bulmaca gibi, bir yanıt diğerine yardımcı oldu okurken. Ve imgelerle yıkanan yüzümüz ışıldadı. Aynaya hacet yok, eminiz güzel göründüğümüzden. Kim ne derse desin? Şiir hak ettiği yerde. Ne demiş şair: “Sen burada bekle, şiir gelir.” Çok beğendim. Kutlarım.