Varlık Dergisi’nin 15 Mart 1957 tarihli 450. sayısının son sayfasında yer alan “OKUYUCULARIMIZLA BAŞBAŞA” başlıklı bölümde okuyuculardan gelen sorular, yorumlar, eleştiriler ve derginin bunlara cevapları var.

Mehmet Vehbi GÜRSES sormuş: “Şahsi kütüphaneniz yok olursa ilk satın alacağınız on kitap hangileri olacak? diye bir anket açacağınızı söylemiştiniz, bir hayli önce. Mayk Hammerlerle yalnız çıplak kadın vücudu teşhir ederek genç dimağları zehirleyen roman ve dergilerin piyasayı doldurduğu şu günlerde böyle bir soruşturmayı faydalı bulmuyor musunuz?”

Cevapta imza yok ama muhtemelen Yaşar Nabi Nayır da şöyle cevap vermiş: “O anket sorusunu yazar arkadaşlarımızdan bir kısmına dağıtmıştık. Tek birinden bile cevap alamadık. O zaman bu soruya cevap vermenin güçlüğünü düşünerek vazgeçmek zorunda kaldık.”

Sorunun güçlüğü ortada ama 64 yıl sonra Parşömen olarak biz tekrar sormak istiyoruz: “Şahsi kütüphaneniz yok olsa ilk satın alacağınız on kitap hangileri olurdu?”

Batıkan Köse

Kitaplıklar her yazarın sesini oluşturduğu yol haritalarıdır. Raflarda, sayfalarda, tümcelerde bizim düşlerimize eşlik edecek oyunlar vardır. Bana sesimi bulmamda yol gösteren, mutluluk veren, “İşte benim kurmak istediğim tümceler bunlar,” dedirten ( ve kesinlikle kıskandıran) kitaplardan on tanesi şunlardır.

Hayattaki küçük oyunları fark edebilmek, espri anlayışı dedikleri şeyi bulabilmek, virgülsüz noktasız tümceler içinde aynı sözcüklerin altını çizmiş biri olabileceği inancına tutunabilmek için Tutunamayanlar.

Kaldırımlarda onun da olabileceği düşüncesiyle kalabalığa karışmak, karıncaların bilmeden sevdiğini kendime anımsatmak için Aylak Adam.

Düş ve gerçeğin kol kola yürüdüğü öykülere “Hişt,” diye seslenmek için Alemdağda Var Bir Yılan.

Dikkatli bir okuyucu olduğumu ve tek tesellinin yazı olduğunu göstermek için Kara Kitap.

“Ben buradayım,” diyebilmek için Korkuyu Beklerken.

O iyi insanların nereye gittiğini düşünmek için Demirciler Çarşısı Cinayeti.

Okuma yazma işleriyle alakam olduğu, mizahın en çok da en ciddi kurumlarda bulunduğunu bana gösterdiği için Saatleri Ayarlama Enstitüsü.

Seninle şöyle bir oturup konuşamadık dememek için Kürk Mantolu Madonna.

Herkesin bir Jane Gallagher’ı olduğu için Çavdar Tarlasında Çocuklar.

Kanımız sızarak bitmez tükenmez bir yolda yürüdüğümüz için Yaban.