Ayşegül Kocabıçak’ın “Keşke Koleksiyoncusu” adlı yeni romanı İthaki Yayınlarınca yayımlandı.

Basın bülteninden:

Dünyaya geldiğimiz andan itibaren bize ait sandığımız bir düş maskesine ve onu uzvumuz hâline getiren toplumsal baskılara boyun eğmek için mi eğitiliyoruz yoksa bize dair her şey, aşk bile kendi seçimimiz mi?

Bir insana, maddeye, duyguya ya da ideolojiye daha iyisini deneyimleyemediğimiz için mi bağımlı oluruz? Ayşegül Kocabıçak, Keşke Koleksiyoncusu romanıyla bu soruların cevaplarını bulmaya davet ediyor okuru.

Yaşadığımız coğrafyanın rüzgârıyla, tanıdığımız insanların soluğuyla, aşina olduğumuz kadim dillerin ezgisiyle sesleniyor bu romanla bizlere.

“Aynı anda var olmuş iki enerji dünyanın iki farklı ucuna da fırlatılsa aynıdır. Bir sağa giderken diğeri sola gitmez, birini yukarı kaldırsan diğeri aşağı inmez. Aynı anda aynı yöne gitmek için, bir olmak için var olmuşlardır, dolanıktır onlar. Dünya’nın iki farklı ucunda dahi olsalar, ayrı dinden, ayrı milletten, ayrı dillerde konuşan insanlar bile olsalar, er ya da geç bulurlar birbirlerini ve ilk bakışta tanırlar.”